Bağlanma Stilleri
BAĞLANMA STİLLERİ
Filmlerde gördüğümüz terapi odalarında ‘çocukluğunuza inelim sözünü’ hepimiz duymuşuzdur. Artık alışkanlık mı desek standartlaşmış bir cümle mi desek ne kadar doğru olduğu tartışılır. Bağlanma gibi durumlarda ya da ikili ilişkilerde çocukluğumuz, çocukluktaki yaşantımız, aile hayatımız , yaşadığımız duygular oldukça önem arz eder.
Bağlanma: bireyin karşısındakine hissettiği güçlü bir ilgi zevk olarak nitelendirilebilir. Erken bağlanma stillerimiz çocukluk döneminde bakım verenle ilişki aracılığıyla kurulur burada bakım veren daha çok annedir.
Bağlanma stilleri, ilişkilerde farklı etkileşim ve davranış biçimleriyle karakterize edilebilir. Erken çocukluk döneminde bu bağlanma stilleri, çocukların ve ebeveynlerin nasıl etkileşime girdiğine bakar. Ebeveyn ile ilişkideki erken tecrübeler sonucunda oluşan bağlanma biçimleri yetişkinlik döneminde de etkilerini sürdürecektir. Yetişkinlikte ise bağlanma stilleri, romantik ilişkilerdeki bağlanma kalıplarını tanımlamak için kullanılır.
Güvenli Bağlanma
Güvenli bağlanan çocukların ebeveynleri genellikle çocukları ile daha çok vakit geçirmiş olur ve diğer bağlanma stillerindeki ebeveynlere kıyasla çocuğun ihtiyaçlarını daha hızlı karşılar. Güvenli bağlanmış çocuk ebeveyni gittiğinde üzülür ama geri döndüğünde çabucak sakinleşir. Yabancı insanlar yerine ebeveynlerini tercih ederler. Çocuklukta güvenli bağlanma geliştiren kişiler yetişkinlikte ise, uzun vadeli ilişkilere güvenmek, yüksek özgüvene sahip olmak, yakın ilişkilerden keyif almak, ihtiyacı olduğunda sosyal destek aramak ve diğer insanlara duygularını paylaşma yeteneğine sahip olmak gibi özellikleri olur.
Güvensiz Bağlanma
Güvensiz bağlanma biçimleri üçe ayrılır:
1-Kaygılı Bağlanma
2-Kaçıngan Bağlanma
3-Düzensiz Bağlanma
1. Kaygılı Bağlanma
Kaygılı bağlanan bebekler ve çocuklar ise yabancılara karşı çok daha şüpheci yaklaşırlar; bir ebeveynden veya bakıcıdan ayrıldıklarında önemli ölçüde tepki gösterirler, ancak ebeveynlerinin geri dönüşüyle rahatlamış görünmezler. Yetişkinlikte ise, kaygılı bağlanma stiline sahip kişiler, genellikle başkalarına yakın olma konusunda isteksiz hissederler ve eşlerinin kendi duygularına karşılık vermediğinden endişe ederler. Genellikle ilişkiler onlara soğuk ve mesafeli hissettirir ve bu sebeple ayrılıklara yol açar.
2. Kaçıngan Bağlanma
Kaçıngan güvensiz bağlanan çocuklarda ailesinden kaçma gözlemlenir. Bu çocuklar ebeveynden gelen bir ilgiyi reddetmez ama aramazlar da. Ayrıca güvenli bağlanma stilinden farklı olarak aile ve yabancı arasında bir tercihte bulunmazlar. Yetişkinlik döneminde kaçınmacı bağlanmaya sahip kişiler, yakın ilişkilerde zorluk çekebilme potansiyeli yüksektir.
Kaçıngan bağlanan insanlar ilişkilere çok fazla duygu yatırmazlar ve bir ilişki sona erdiğinde çok az sıkıntı yaşarlar. İşim var ya da işten geç çıkacağım gibi bahaneleri yakın olmaktan kaçmak için kullanırlar. Diğer ortak özellikleri ise stresli zamanlarda eşleri desteklememe ve onlarla duygu, düşünce ve hislerini paylaşmamaktır daha çok içlerine atıp durumu içlerinde yaşarlar.
3. Düzensiz Bağlanma
Düzensiz bağlanma stiline sahip olanlarsa diğer bağlanma stillerinden farklı olarak apaçık bir bağlanma davranışında bulunmaz. Bakım verene karşı kaçma veya direnme gibi davranışlar gözlemlenir.
Bu çocuklar, bazen bir bakıcının yanında şaşkın veya endişeli görünen sersemlemiş davranışlar sergiliyor olarak tanımlanabilir. Ebeveynlerin tutarsız ve dengesiz davranışlarının bu bağlanma tarzına etkisi olabildiğini düşünebiliriz.
Çocuklukta geliştirilen bağlanma stilinin ilerideki ilişkilerimiz için kesin bir yanıt olarak düşünülmesinin yanlış olduğunu da unutmamalıyız. Çocukluk döneminde kaygılı ya da kaçıngan olarak tanımlananlar yetişkin olduklarında güvenli bir şekilde bağlanırken, çocukluklarında güvenli bağlananlar yetişkinliklerinde güvensiz bağlanma gibi davranışlar da sergileyebilirler.
Temel mizacın da bağlanmada rol oynadığını düşünebiliriz yani yetişkinlikte tecrübe ettiğimiz romantik ilişkilerde erken çocukluk bağlanma stili ile tam olarak örtüşmese de ilişkilerimizin gelişiminde rol oynadığına şüphe yoktur.
Sonuç olarak biz ailemizle geliştiremediğimiz güvenli bağlanmayı yetişkinlikte ilişkimizle yaşayabilr. Bu konuda bizim ne kadar güvensiz bağlandığımız bu konuyla ilgili farkında olmamız ilişkilerimizi geliştirmeye ne kadar istekli olduğumuz gibi bir çok şeyi göz önünde alabilşirz
Bağlanma ile ilgili bir farkında olmuşluğunuz ve bu konuda gelişime açık olduktan sonra ilişki seçimini bilinçli yapmasak kendimizi daha sağlıklı ilişki kurabileceğimiz bir partnere çekim duyarken bulabilir. Karşımızdaki kişi daha güvenli bağlanan biriyse ve biz de ilişkide daha güvenli bağlanan biri haline gelebiliriz.
Yazan: Zelihanur kandemir