Stockholm Sendromu
Stockholm Sendromu
Stockholm sendromu, halk arasında celladına aşık olmak ile tabir edilir. Rehine ya da zorla alıkonulan kişilerin kendilerini rehin alan kişiye karşı duygusal bağ geliştirmeleri ile ortaya çıkan psikolojik bir durumdur. Sadece alıkonma durumlarında meydana gelmez birçok travmatik olaylarda da görülebilir. Kişinin psikolojisini etkileyerek uzun süre etkilerini devam ettirebilir. Psikiyatrist Nils Bejerot tarafından tanımlanan psikolojik bir hastalıktır. Sendromun adı İsveç’in Stockholm kentinden gelir çünkü Stockholm kentinde gerçekleşen tarihsel bir olaya dayanır. 1973 yılında Stockholm’de bir banka soygunu gerçekleşir ve altı gün boyunca rehin tutulanlardan biri olan banka görevlisi, rehin alındıkları zaman dilimi boyunca kendisine iyi davranan soygunlardan biriyle bütünleşir. Dış dünyayla tüm bağlantısı koptuğu için, hayatını kendini esir alan kişinin elinde olduğunu düşünüp bağımlılık geliştirir. Soyguncularla olan bu iletişimi soyguncuların kaçmasına dek sürer. Kendisine kötü muamelede bulunan kişilere karşı geliştirilen öfke durumunun yerini sempati alır.
Günümüzde dünya çapında bir üne kavuşan La Casa De Papel dizisinin senaryosu Stockholm Sendromu’ndan esinlenerek yazılmıştır. Yine 1969 yılında gösterime giren Kör Canavar filmi de bu sendromu konu almıştır.
Stockholm Sendromu Neden Olur?
Doğada ki her canlının hedefi hayatta kalmaktır. Bu yüzden travmatik durumlarda hayatta kalmaya çalışan insanlar çevreye ve ortama uyum sağlamaya çalışırlar.
Stockholm Sendromunda da şiddet altında bulunan mağdurun saldırgana yönelik sempati geliştirmesidir. Bu durumun altında yatan sebep ne olursa olsun hayatta kalma içgüdüsüdür. Yani kaygı ve hayatta kalma endişesinin getirdiği bir çeşit savunma mekanizmasıdır.
Stockholm Sendromu Hangi Koşullarda Olur?
Rehin alınma durumlarında
Savaş esiri olarak alınan insanlarda
Çocukların istismara uğradığı durumlarda
Kadınların istismara uğradığı durumlarda
Ensest mağdurları arasında
Tarikat üyesi olanlarda
İlişkilerde aşırı kontrolcü olanlarda
İlişkilerde aşırı sahiplenici olanlarda
Stockholm Sendromu İnsanın Psikolojisini Nasıl Etkiler?
Uykusuzluk problemleri
Depresyon hali
Endişeli ruh hali
Hayattan zevk alamama
Yapılan aktivitelere katılmak istememe hissi
Odaklanma problemleri
Çevreye güvensizlik
Kâbus görmek
Sinirli ruh hali
Gerçek dışı duygular deneyimlemek
Stockholm Sendromu Yaşayan Kişilere Nasıl Davranılmalı?
Sendromu yaşayan kişiye öncelikle güven ortamı sağlanmalı güvenin kazanılması gerekmektedir. Yalnız olmadığı onun yanında olunduğunu bilmeli. İletişimi kesmemek ve sabırlı yaklaşmakta önemlidir.
Stockholm Sendromu Nasıl Tedavi Edilir?
Kişinin öyküsü üzerine yola çıkarak uygulanacak olan tedavide bilişsel davranışçı terapi, psikoterapi, grup tedavisi, uygulanır. Bu tedavilerin amacı kişideki anksiyeteyle başa çıkma amaçlanır ve kişiye farkındalık kazandırır. Bu farkındalık aslında kişiye yapılan kötü muameleyi anlamasına yardımcı olur. Yapılan kötü muameleyi fark etmesi sağlanır. Bazı ileri derece vakalar için ilaç önerebilinir yada uyku probleminde ilaç tedavisine başlanabilir.
Sonuç
Stockholm Sendromu aşkla ilgili sanılsa da değildir. Sadece hayatta kalma iç güdüsüyle ilgilidir. Bu durumu sinirbilim bakış açısıyla Stockholm sendromunun aşkla ilgili olmadığını açıklıyor.
ELİF ÇUKADAR